Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Otellerde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanılması

Yenilenebilir enerji kaynakları, otellerin çevresel sürdürülebilirliği sağlaması açısından çok büyük bir potansiyele sahiptir. Günümüzde çevre dostu, yeşil, sürdürülebilir vb gibi temalara geçiş yapmak oteller için bir tercihten ziyade zorunluluk olmaya başlamıştır. Çünkü her sektörde olduğu gibi konaklama sektöründe de yasal düzenlemelerin ve piyasayı düzenleyici kuruluşların otel işletmeleri üzerinde oluşturduğu baskı giderek artmaktadır. Ayrıca, her geçen gün otellerin performansını sürdürülebilirlik bağlamında da değerlendiren kişi sayısı giderek artmaktadır. Bu nedenle, hizmet konsepti, büyüklüğü, konumu, oda sayısı vb gibi faktörlerden bağımsız olarak her bir tesisin bu konuda bilinçli olmasında fayda vardır. Otellerdeki aydınlatma, ısıtma, soğutma, yemek pişirme, eğlence aktiviteleri vb gibi faaliyetlerde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek bu noktada atılabilecek en değerli adımlardan biridir.

Oteller yenilenebilir enerjiyi çok farklı şekillerde kullanabilir. Bunlardan bazılarını şöyle özetleyebiliriz:

  • Güneş Enerjisi

Güneş enerjisi otellerin yenilenebilir enerjiye geçiş konseptinde çok değerli fırsatlar sunan yenilenebilir bir kaynaktır. Otel bazında düşündüğümüzde en tipik uygulamalar çatı GES (güneş enerjisi sistemi) sistemleri olmaktadır. Bu sistemler, oteller ilk inşa edilirken kurulabileceği gibi mevcut otellerde restorasyon çalışmaları kapsamında da uygulanabilmektedir. Bu noktada, otelin bulunduğu şehir/konum, bölgenin güneşlenme süresi, hava sıcaklık dağılımları; rüzgar, yağış vb gibi iklim koşulları da göz önünde bulundurulmalıdır. Enerji tedarikinde güneş enerjisine yönelen bir tesis yaratmak, uzun vadede enerji maliyetlerini ciddi oranda düşürebilmektedir. Ayrıca, gelişen teknoloji ile beraber otellerde çatı GES projeleri çok daha uygun maliyetli hale gelmiştir. Bu sistemlerden elde edilen enerji otellerdeki birçok uygulamada doğrudan kullanılabilmektedir.

  • Kombine Isıtma ve Güç (CHP) Sistemleri

Kojenerasyon veya CHP (Combined Heat and Power) olarak bilinen bu sistemler, elektrik üretiminde oluşturulan atık ısının otellerin farklı süreçlerine aktarılmasını sağlar. Özellikle tesisin ısıtılmasında bu atık ısının kullanılması, otel işletmelerinin ısıtma bazlı enerji giderlerini önemli ölçüde düşürmektedir. Günümüzde özellikle büyük konaklama tesisleri kendi enerji santrallerinde ısı kaynağı olarak ortaya çıkan bu atık ısıyı en verimli şekilde kullanarak çevresel sürdürülebilirlik bağlamında fark yaratabilmektedir. Yine aynı şekilde enerji kullanım profillerine göre farklı hizmet konseptinde ve farklı büyüklükteki otellerin de CHP / kojenerasyon sistemlerini kullanabilmesi mümkündür.

  • Jeotermal Enerji

Jeotermal enerji sistemleri çok büyük ve pahalı uygulamalar olduğundna otellerde kullanılma şansı diğer seçeneklere göre daha düşüktür. Zira, jeotermal sistemler ancak jeotermal ısı kaynaklarının olduğu yere kurulmakta ve kullanılmaktadır. Normal şartlarda bu ısı kaynağı elektik üretiminde gerekli olan proses ısısı olarak kullanılabilmektedir. Fakat otellerin böylesine pahalı ve kompleks sistemleri inşa etmesi pratikte verimli olmayacaktır. Bunun yerine jeotermal enerji kaynağının üzerine ve yakınlarına kurulması durumunda oteller bu kaynağı doğal sıcak su / buhar eldesinde kullanabilmektedir. Özellikle termal tesisler bu kaynaklardan doğrudan istifade ederek çok büyük bir enerji ihtiyacını karşılayabilmektedir.

  • Biyokütle Kullanımı

Biyokütle, ağaç, mısır, buğday, yosun, algler, organik atık, gübre vb gibi kaynakları ifade etmektedir. Bu kaynaklar, fosil kaynaklara olan bağımlılığın azaltılması ve çevre dostu enerji politikaların oluşturulması açısından büyük bir potansiye sahiptir. Oteller de bu potansiyeli kullanarak enerji kullanımında yenilenebilir kaynakların oranını artırabilir. Biyokütle kullanımı her ne kadar şehir merkezinde veya merkeze yakın yerlerde konumlandırılmış oteller için zor olsa da özellikle kırsal bölgelere yakın olan tesisler için pratikte fayda sağlayabilmektedir. Çünkü bu bölgelerde biyokütleye erişim daha kolaydır. Oteller, biyokütleleri çeşitli dönüştürme teknikleriyle katı, sıvı veya gaz formunda kullanılabilir yakıtlara dönüştürebilir; tesis içerisinde veya çevresinde fosil yakıtlara ihtiyaç duyulan proseslerde biyogaz, biyoetanol, biyodizel vb şeklinde kullanabilir.

  • Rüzgar Enerjisi Kullanımı

Rüzgar enerjisi de tıpkı jeotermal enerji sistemleri gibi ilk kurulum ve işletme maliyetleri oldukça yüksek olan bir kaynaktır. Oteller için çatı GES projeleri ile karşılaştırıldığında çok daha kısıtlı bir kullanım imkanı bulunmaktadır. Zira, rüzgar enerjisi elde etmek amacıyla inşa edilecek türbinler için otel çatı GES sistemlerinin aksine çok daha büyük alanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat enerji sistemini doğrudan veya dolaylı olara böyle bir sisteme (kara ve deniz üstü rüzgar çiftlikleri gibi) entegre edebilen tesisler, enerji maliyetlerini ciddi oranda azaltabilir. Eğer resort oteller gibi çok büyük bir entegre tesisten bahsediyorsak ayrı bir enerji santrali olarak rüzgar çiftliği kurmak da fiyat / performans açısından faydalı olabilir.

Leave a comment